Dünyada Vakıfların Değişen Rolü (2007)
Seminerin açılış konuşmasını yapan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, değişen dünyada uluslararası vakıfçılığın yapısının da değiştiğini, bu hızlı değişim içinde yeni rollerin tarif edildiğini söyledi. Bu yılın başından itibaren Sabancı Vakfının hangi noktaya götürülmesi, nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda bir çalışma içinde olduklarını anlatan Güler Sabancı, "bu toprağın bize verdiklerini, bu toprağın insanıyla paylaşma'' felsefesi çerçevesinde faaliyet yürüttüklerini vurguladı.
Çalışmalar kapsamında 3 Açık Alan Toplantısı yaptıklarını ve 20 Kasım öğleden sonra yapılacak toplantıda da şimdiye kadar ki çalışmaların toparlanacağını belirten Sabancı, bu toplantının bir nevi karar toplantısı niteliği taşıdığını, 2007 yılı başında başlattıkları çalışmalar sonucunda yeni bir strateji oluşturacaklarını ifade etti.
Seminer sonrasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Sabancı, günümüzde şirketlerin üzerinde sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirmeleri yönünde ciddi bir baskı bulunduğunu, şirketlerin bu faaliyetlerini severek ve isteyerek yaptığını söyledi. Sabancı, sosyal sorumluluk projelerinin sosyal duyarlılığın bir parçası olduğunu vurguladı.
Güler Sabancı, vakıf faaliyetlerine ilişkin olarak da, ''Sabancı Vakfı, 34 yılda 120'nin üzerinde kalıcı eser yaptı. Buna Sabancı Üniversitesi dahil'' dedi. Vakıf olarak 700 milyon dolar civarında mal varlığına sahip olduklarını da bildirdi.
Ford Vakfı eski Başkan Yardımcısı Barry Gaberman seminerdeki konuşmasında, gönüllü bir şekilde özel zenginliğin kamu yararına kullanılması olan filantropi (hayır severlik, bağışcılık) kavramının üzerinde durarak, bu anlamda kurulan vakıfların kar etme zorunluluğunda olmadıklarını, bunların sürdürülebilir olmayacak faaliyetler yapabileceklerini kaydetti.
Vakıfların toplumun özel bir bölümüyle ilgilenebildiklerini ve esnek yapıları bulunduğunu, hızlı hareket edebildiklerini, bağımsız politika analizi yapabildiklerini belirten Gaberman, ''Ancak vakıfların her zaman niteliklerine uymama ihtimalleri vardır. Bazen risk almaktan çekinebilirler. Bazen modaya da kapılabiliyorlar, çok fazla bürokratik olabiliyorlar. Böyle durumlarda esneklikleri azalır'' diye konuştu. Gaberman, vakıfların, toplumda sesini duyuramayanların sesini duyurduğunu söyledi.
Barry Gaberman, ABD'de sivil toplum alanında 2 milyon organizasyon, 300 bin topluluğun söz konusu olduğunu ifade ederek, ''Bu organizasyonların bütçelerinin toplamı 800 milyar dolara ulaşıyor. Bu, ABD'nin gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 10'u civarında'' dedi. ABD'de 72 bin filantropi vakfı bulunduğunu ve bunların arasında en zengininin 35 milyar dolarlık varlığı ile Gates Vakfı olduğunu kaydeden Gaberman, Ford Vakfının mal varlığının ise 13 milyar dolar civarında olduğunu bildirdi.
Günümüzde artık organize vakıf modellerine bakıldığında bunların süre gelen modellerin çok ötesine geçtiğini, bir yerde küresel bir vakıf hareketi halini almaya başladığını vurgulayan Gaberman, ''Bu, küresel bir yapı. Yalnızca ulusal düzeyde büyük fırça vuruşları söz konusu değil, daha uluslararası hareket var'' şeklinde konuştu.
Alman Marshall Vakfı Başkanı Craig Kennedy de konuşmasında, insanların artık vakıfları daha farklı gördüklerini ifade ederek, ''Yalnızca çek veren yerler değil, toplumun gelişmesinde daha fazla rol oynayan yerler olarak düşünüyorlar'' dedi.
Vakıflar arasındaki işbirliği ile yaratılan kaynaklara dikkati çeken Kennedy, vakıfların artık bölgesel sorunların çözümünde bile katkıları olduğunu, bu kapsamda 5 yıl önce demokrasi fonunu oluşturduklarını anlattı.
Oluşturulan ortak bir havuzla örneğin Balkanlar'daki etnik çatışmaların önlenmesine ve sivil toplumun gelişmesine katkıda bulunmanın söz konusu olabildiğine işaret eden Kennedy, ''Havuz fonları oluşturmak son derece avantajlı. Bireysel yapıların başaramadıklarını başarabiliyor. Karadeniz fonunu da oluşturduk. Bir de Karabağ gibi donmuş çatışmalar vardır. Buralarda fayda sağlamak mümkün. Ayrıca iklim değişikliği konusu da var'' şeklinde konuştu. Avrupa'da filantropilerin sayısında büyük artış olduğunu belirten Kennedy, burada 5-6 büyük fonun yeni vakıflar oluşturduğunu, zaman zaman oradaki trendlerin ABD'deki kadar kaotik olmadığını söyledi.
Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) Direktörü Filiz Bikmen’in moderatörlüğünü yaptığı söyleşi kısmında Barry D.Gaberman ve Craig Kennedy, dünyadaki vakıflardan örnekler vererek, değişim sürecinde vakıfların yaşadıklarını, vakıf sektöründeki gelişmeleri, sivil toplum alanında kullanılan yeni yöntemleri/araçları ve bağışçılık anlayışındaki değişimleri anlattılar. Ardından seminerin son 30 dakikasında ise katılımcılardan gelen vakıfların yapıları, programları ve fonları ile ilgili sorular yanıtlandı.
Seminer konuşmalarının yazılı hali için tıklayınız.