Hibe Programlarıyla Fark Yaratmak (2008)
1 Aralık 2008’de Sabancı Center’da, ikincisi gerçekleştirilen “Hibe Programları ile Fark Yaratmak” adlı seminere Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Genel Müdür Hüsnü Paçacıoğlu, Küresel Kadın Fonu (Global Fund for Women) Başkanı ve CEO’su Kavita N. Ramdas ile CIVICUS: Dünya Sivil Katılım Topluluğu (World Alliance for Citizen Participation) Onursal Başkanı Dr. Kumi Naidoo’nun yanı sıra, iş dünyasından seçkin isimler, Türkiye’de faaliyet gösteren vakıf ve derneklerin temsilcileri ile üniversitelerin temsilcileri katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Vakfı’nın malvarlığı ve sayısız hayır yatırımıyla Türkiye’nin en büyük vakıflarından biri olduğunu belirterek, vakfın sivil toplum sektöründeki gelişme ve dünyadaki değişimlerden hareketle başlattığı strateji çalışmalarını tamamladığını ifade etti. Bu çalışmalar sonunda, Sabancı Vakfı’nı geleceğe taşıyacak yeni program alanları “Kadınlar” “Gençler” ve “Engelliler” olarak belirlendi. Mevcut alanlarımızı geliştirmeye devam ederken yeni uygulamalarımızı, programlarımızı belli bir strateji çerçevesinde geliştiriyoruz. Bu kapsamda, program alanlarımızı ve hedef kitlelerin sorunlarını dikkate alıyoruz. Bütün çabamız yarınları değiştirme gücüne sahip olanları cesaretlendirerek teşvik etmek ve insanların hayatlarında fark yaratmak” dedi.
Dünyadaki değişime paralel olarak, hibe programlarının öneminin giderek arttığına dikkat çeken Sabancı, “Türkiye’de çalışmalar yürüten vakıflar bu değişime hızla ayak uydurmalı ve toplumsal dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma konusunda kurumlara liderlik yapmalıdır” dedi. Güler Sabancı, bu yılki seminerin konusunun “Hibe Programları ile Fark Yaratmak” olarak belirlenmesindeki en büyük etkenin, Sabancı Vakfı’nın toplumsal gelişme alanında, yepyeni uygulamalarla yepyeni roller üstlenmek üzere attığı adımlar olduğunu belirtti. Vakfın Kadınlar, Gençler ve Engellilere yönelik projeleri desteklemek amacıyla açtığı “Toplumsal Gelişme Hibe Programını” anlatan Sabancı, sürdürülebilir ve çarpan etkisi olan projelere toplam 1 milyon TL tutarında hibe verileceğini söyleyerek üniversitelere ve sivil sektör temsilcilerine proje göndermeleri için açık çağrı yaptı.
Sivil toplum alanındaki gelişmelerin ve yaratıcı uygulamaların hayır işleri ile ilgili kişi ve kurumların da bulunduğu geniş bir platformda paylaşılmasının yararlı olacağını düşünerek başlatılan Sabancı Vakfı Seminerlerinin artık gelenekselleştirildiğini belirten Sabancı, her yıl farklı bir konu başlığı altında ve farklı yabancı konuklarla dünyada gelişen yeni eğilimlerin tartışılacağını dile getirdi.
CIVICUS (Dünya Sivil Katılım Topluluğu) Onursal Başkanı Dr. Kumi Naidoo, sivil toplum kuruluşlarının taşıdığı önemi anlatarak, hükümet ve iş dünyasının tek başına STKların yaptıklarını yapamayacapına dikkat çekti. Her geçen gün 50 bin kadın ve çocuğun aslında engellenebilecek nedenlerden dolayı kaybedildiğine ve bunun bir katliam olduğuna dikkat çeken Naidoo, sivil toplum kuruluşlarına büyük bir rol düştüğünü belirtti. “Global düşünüp yerel hareket etmeliyiz” diyen Naidoo, şöyle konuştu: “Hibe Programlarında sadece belirlenen stratejik alanlar dışında kalıcı, yapıcı, sürdürülebilir olmak için gerekli politikaların değişiminde de rol alınması gerekiyor. Hibe Programlarında stratejik alanların belirlenmesi, hükümet ile ilişkiler ve elbette hibe çok önemli. Hibe programlarında ayrıca ticari etkiler, iklim değişikliği etkileri ve toplumsal değişiklik çok önemli”.
Konuşmasının sonunda Türkiye, AB ilişkilerine de değinen Naidoo, Türkiye’nin Avrupa’nın kültürel renkliliği açısından büyük önem taşıdığına değindi ve şöyle dedi: “Avrupa Birliği’nin aslında Türkiye’ye Türkiye’nin AB’ye olandan çok daha fazla ihtiyacı var”.
Küresel Kadın Fonu Başkanı Kavita N. Ramdas ise konuşmasında dünyadaki sivil toplum kuruluşlarından örnekler vererek, değişim sürecinde vakıfların yaşadıklarını, sivil toplum alanında kullanılan yeni yöntemleri/araçları ve bağışçılık anlayışındaki değişimleri anlattı. Türkiye’de sivil toplum anlayışının her geçen gün daha da çok önem kazandığının altını çizen Ramdas şöyle konuştu: “Hibe çalışmalarında Türkiye’de diğer ülkelerden çok daha fazla artılarla çalışmaya başlıyorsunuz. Bunda elbette sivil toplum kuruluşlarının büyük payı var”.
Devlet ile olan ilişkilerin çok hassas olduğunu belirten Ramdas, “Küresel Kadın Fonu olarak hibe yaratırken kimse bize tüm mirasını bağışlamadı. Tüm mal varlığımızı biz de farklı kişi ve kurumların katkılarıyla ve hibe alarak sağladık. Burada devletle olan ilişkiler de son derece hassas. Küresel Kadın Fonu olarak devletin sözcülüğünü yapmamak adına devletten de yardım almıyoruz. Hibe programları sesini duymadığımız, duyamadığımız insanların seslerini duymamızı sağlıyor. Küresel Kadın Fonu olarak ayrımcılık, aile içi şiddet gibi stratejik alanlar belirleyip çözüm bulmak ve kadınların erişimini artırmak amacını taşıyoruz” dedi.
Sabancı Vakfı’nın açtığı Toplumsal Gelişme Hibe Programı kapsamında belirlenen hedef kitleler ve konu başlıklarının çarpan etkisi yaratmak açısından çok doğru seçildiğinin altını çizen Ramdas; bu hibe programının Türkiye genelinde büyük bir fark yaratacağını söyledi.
Sabancı Vakfı Kurumsal Gelişme ve Programlar Yöneticisi Filiz Bikmen’in moderatörlüğünü yaptığı söyleşi kısmında Kumi Naidoo ve Kavita Ramdas, küresel örnekler vererek dünyada gelişmekte olan hibe programlarının toplumsal gelişmedeki rolü ve yarattığı değişimleri anlattı. Ardından seminerin son 30 dakikasında ise hibe verilen projelerde yaratıcı uygulamaların teşvik edilmesi ve bin yıl kalkınma hedefleri ile ilgili katılımcılardan gelen sorular yanıtlandı.
Seminer konuşmalarının yazılı hali için tıklayınız.