Sabancı Vakfı, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne Özel Mesaj Yayınladı

Sabancı Vakfı, Birleşmiş Milletler’in 2011 yılında ilan ettiği ve 2015 yılının teması ‘2030 Vizyonu: Yetişkin Kız Çocuklarının Gücü’ olarak belirlenen 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ne ilişkin mesaj yayınladı.

Konuyla ilgili Sabancı Vakfı adına açıklama yapan Genel Müdür Zerrin Koyunsağan, “Kız çocuklarının eğitimine devam etmesi ve kadınların insan haklarının geliştirilmesi konusu Sabancı Vakfı olarak kurulduğumuz günden beri odak noktamız. Özellikle de kız çocuklarının eğitiminin önünü kesen her türlü engeli kaldırmak için çalışmalar yürütüyoruz.” dedi.

Eğitimde sürekliliğin sağlanmasının erken evliliklerin önlenmesinin pasaportu olduğunu dile getiren Koyunsağan,“Kız çocuklarının eğitiminde sürekliliğin sağlanması, sağlıklı bir toplumun inşa edilmesi açısından önceliklidir. Eğitim, sadece örgün eğitim olarak algılanmamalıdır. Bu nedenle, desteklediğimiz toplumsal gelişme projeleri, kız çocuklarının ve kadınların insan hakları için eğitimlerine hem okulda hem de hayatın içinde devam etmelerini amaçlıyor.” dedi.

“Kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine hepimiz destek vermeliyiz”

Kadınların eğitimli, güvenli ve sağlıklı bir yaşam hakkına sadece hayatlarının belli bir döneminde değil yaşam boyu sahip olduğuna dikkat çeken Koyunsağan, “Kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesi konusunda sorumluluk sahibi herkese görev düşüyor. Bunun için sivil toplum kuruluşları, kamu, fikir önderleri, liderler ve bizler el ele verip çalışmalıyız. Sabancı Vakfı olarak yürüttüğümüz çalışmalar ve desteklediğimiz STK projeleri ile kız çocuklarının potansiyellerini geliştirerek hayal ettikleri gelecekleri yaşamalarının önünü açıyoruz. ” dedi.

Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kadının güçlenmesinin önündeki en önemli engelin şiddet olduğunun altını çizen Koyunsağan “Kadınların yaşadığı birçok sorunun temelinde haklarının farkında olmamaları yer alıyor. Fiziksel veya sözlü şiddete maruz kalan, eğitim hakkından mahkum bırakılan, her türlü kısıtlamaya tolerans gösterilen bir toplumda kadının toplum içinde rolünün gelişmesi mümkün değildir. Bu yüzden çocukluktan başlayarak, hem kız hem de erkek çocuklarının diğer bireylerin de insan haklarına saygı gösterecek şekilde yetiştirilmeleri gerekiyor.” dedi.