10.12.2010
- Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı:“Vakıf Olarak Mücadele Ettiğimiz Sorunlar Tüm Dünyanın Sırtında Taşıdığı Sorunlar. Hayırseverlik Kavramı Zaman İçinde Gelişiyor, Değişime Uğruyor. Değişmeyen; Paylaşmak, Desteklemek Ve Cesaretlendirmek”
- The Economist Dergisi, Amerikan İş Dünyası Editörü-New York Büro Şefi Matthew Bıshop: “Girişimci Hayırseverler “Daha Mükemmeline Ulaş” İlkesine Göre Çalışmalarını Sürdürmeliler”
- King Baudouin Vakfı Yönetici Direktörü Luc Tayart De Borms: “Hayırsever Kurumlar Etki Yaratmak İçin İşbirliği Yapmak Zorundadırlar”
Sabancı Vakfı’nın her yıl düzenlediği, sivil toplum sektörüne, kapasite geliştirme ve sosyal iletişim ağı oluşturma konularında ışık tutan, “Sabancı Vakfı Seminerleri”nde bu yıl, “Hayırseverlik dünyayı değiştirebilir mi?” sorusuna yanıt arandı.
Sabancı Vakfı’nın vakıf dünyası tarafından tanınan kendi alanında uzman isimleri ağırladığı seminerin bu yılki konukları, The Economist dergisinin Amerikan İş Dünyası Editörü-New York Büro Şefi ve dünyada büyük ilgi uyandıran “Philantrocapitalism: How Giving Can Save the World’ (Filantrokapitalizm: Hayırseverlik Dünyayı Nasıl Kurtarabilir?) kitabının yazarı Matthew Bishop ile 20 yıldır vakıflarda hayırseverlik alanındaki çalışmalarıyla tanınan, King Baudouin Vakfı’nın Yönetici Direktörü Luc Tayart De Borms oldu.
Vakıf olarak desteklemeye, paylaşmaya ve cesaretlendirmeye devam edeceğiz
Seminerin açılış konuşmasını yapan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, 10 Aralık tarihinde gerçekleşen seminerin iki açıdan özel önem taşıdığını belirtti. Bu yılki seminerin, 36 yıl önce tüm malvarlığını bağışlayarak Sabancı Vakfı’nın kurulmasına öncülük eden Sadıka Hanım’ın 100. doğum yıldönümü nedeniyle rahmetli Sadıka Hanım’a ithaf edildiğini söyleyen Sabancı, “Bugün aynı zamanda Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Günü. Hayırseverlik ve sivil toplum çalışmalarında insan haklarının çok temel bir yeri var” dedi.
Dünya değiştikçe, sorunların da değiştiğini belirten Sabancı; “Vakıflar olarak mücadele ettiğimiz sorunlar sadece bizim değil, tüm dünyanın sırtında taşıdığı sorunlardır. Bu sorunların çözümü, ortak hareket etmeyi, güç birliğini, küresel düşünmeyi gerektiriyor. Bu noktada, Türkiye’de ve dünyada sayısı hızla artmakta olan vakıflara ve sivil toplum kuruluşlarına çok önemli sorumluluklar düşüyor” dedi. Sabancı sözlerine şöyle devam etti: “Günümüzde, sivil toplum kuruluşlarının, sosyal adaletin sağlanması, küresel fakirlikle mücadele, eğitim, sağlık ve diğer toplumsal sorunlara çözüm üretmenin yanında, bu sorunların dünya gündemine taşınması ve karar alma mekanizmalarının etkilenmesi gibi önemli sorumlulukları da bulunuyor.” Güler Sabancı, Vakıf olarak Türkiye’de hayırseverliğe yeni bir bakış da kazandırdıklarını da söyleyerek “İnsanların hayatında fark yaratmak, toplumsal gelişmeye katkıda bulunmak için, kadınlar gençler ve engellilere odaklanıyoruz. Onlar toplumda eşit fırsatlara sahip olsunlar, sosyal ve ekonomik hayata daha fazla katılsınlar istiyoruz. Sabancı Vakfı olarak daha iyi yarınlar için paylaşmaya, desteklemeye ve cesaretlendirmeye devam edeceğiz” dedi.
En iyisini yaparak mükemmele ulaş
Seminerin konuşmacılarından Matthew Bishop konuşmasında; dengesiz, belirsiz ve iklim değişikliklerinden dolayı yaşanması son derece zor olan dünyada, ortak bir paydada buluşarak, paylaşım içinde olan bir toplum bilincine nasıl sahip olunacağını anlattı. Bishop, iş dünyasının liderlerinin toplumsal sorunlara karşı yeni çözümler yaratmak için inisiyatifi ele almış durumda olduklarını söyledi. Bishop, “Filantrokapitalistler; ‘en iyisini yaparak daha mükemmeline ulaş’ ilkesine göre çalışmaları gerektiğinin farkındalar” dedi.
Konuşmasında, dünyanın en güçlü insanları olarak nitelendirdiği Warren Buffet, Bill Clinton, Bill Gates, George Soros, Richard Branson, U2 solisti Bono ve Angeline Jolie gibi ünlü isimlerden örnekler de veren Bishop, onların dünyayı değiştirmek için nasıl çalıştıklarını anlattı. Bishop, “Filiantrokapitalizm, sosyal bağlantıların herkese olan faydasını ve insanların daha iyi bir dünya için üzerlerine düşen görevlerde ne kadar etkin davranabileceklerini gösteriyor” diyerek konuşmasını tamamladı.
“Kurumlar küresel etki yaratabilmek için işbirliği yapmalılar”
Seminerin diğer konuşmacısı Luc Tayart De Borms ise konuşmasında, Vakıflar ve iş dünyasındaki liderlerin eskisinden farklı roller almaya başlamasıyla, yeni ve dinamik bir hayırseverlik anlayışının ortaya çıktığını söyledi. Borms, ”Eğer bir kurum sosyal ve politik değişimlerde üzerine düşeni yapacaksa, gerçekten görevini benimseyip yerine getirecekse, ya ortaklarla ya da başka oyuncularla ortaklık yapmak ve işbirliği kurmak zorundadır” dedi.
Tayart, iş dünyasındaki liderlerin, hayırseverlik çalışmalarına destek verirken ‘daha az gösteriş, daha fazla tutku ve hırs’ ile hareket etmeleri gerektiğini söyledi.
Arama